Fıratın Doğusunda Gizli Planlar

Türk askerinin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon yapacağı bugünlerde, operasyon yapılacak bölgeye yönelik görüntüler yayınlandığında dikkatinizi çeken neler var? Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonlarında da dikkatinizi neler çekmişti?  Teröristlerin kazdığı tüneller, iha ve siha’lardan gizlenmek için sokaklara çektiği brandalar ve panik halleri…

Başka ne var dikkatinizi çeken? Mesela şehir yerleşimin olmadığı alanlar gösterilirken, Kuzey Suriye ovasının, Fırat’ın doğusunun bu mevsimdeki yeşilliği dikkatinizi çekmedi mi? Fırat’ın kıyısına yerleşmeye çalışan terör örgütü maşalarının oraya yerleştirilme amaçları sadece bölgedeki petrol ve bölgenin petrol nakil hattı olması mı?

Altı Gün Savaşları ve Golan Tepeleri

1967’de İsrail ve Arap coğrafyası arasında geçen ve altı gün süren savaşın sebebi, o topraklarda petrolün olması değildi. Golan tepeleri büyük su kaynaklarına sahip, coğrafyaya hakim stratejik bir noktaydı. Golan’dan beslenen araziler verimli arazilerdi ve yeni kurulmuş İsrail’in dünya ekonomisindeki pastalardan pay kapması için suya çok ihtiyacı vardı.

Altı gün savaşlarında İsrail, Ürdün’den Kudüs’ü almış, Mısır’dan Sina Çölünün büyük bir kısmını almıştı. Bugün İsrail’in tarım ihracatı 90 milyar doları geçmiştir ve çölde yaptığı tarım faaliyeti tüm tarım ihracatında %66 paya sahiptir.

Bugün ülkemizde yerli tohum ya da ata tohumu problemi vardır. İsrail yıllardır uyguladığı tohum politikası ile bölgedeki devletleri tarım yapmada kendine muhtaç hale getirmiştir. Türkiye 2013 yılı verilerinde 194 milyon dolarlık tohum ithal etmiş ve bu ithalin büyük payı İsrail’e kalmıştır. Yani İsrail hem ekin ihracatı yapıyor hem de ülkelerin ne kadar ekin ekeceğini belirlemeye çalışan bir politika izliyor. Tarımda bölgeyi kendine muhtaç pozisyona getirmeye çalışıyor.Belki de dünyadaki su kaynaklarının azalması ile petrolden daha değerli olacak tarım tekelini eline almaya çalışıyor.

Orta doğunun yeni Hollanda’sı Kuzey Suriye mi?

Hollanda 42 bin km² yüz ölçümünde, Konya’dan sadece 4 bin km² büyük bir ülke. Türkiye’nin tarım ihracatı 15 milyar dolarken, Konya büyüklüğünde olan Hollanda’nın tarım ihracatı 2017 yılında 102 milyar dolar. Hollanda bu konumunu, ülkede çiftçilere, tarım arazilerine verilen özel öneme borçlu. Tarıma verilen önemi, Hollanda’da, çiftçilerin rahat bir şekilde hasatlarını satması için tüm ülkeyi hatta küçük köyleri dahi tren yollarıyla döşenmesinden anlayabiliyoruz.

Eski zamanlardan beri ticaret yolu olan Kuzey Suriye topraklarından bugün neredeyse tüm orta doğu ülkelerine tren hattı bulunmakta. Bu tren hatları, bölgenin coğrafi konumu sayesinde, ekonomisi güçlü bir ülkenin elinde bir internet ağı gibi tüm coğrafyaya yönlendirilebilir. Yanı başında zengin petrol kuyuları da varken neden yapmasınlar ki?

Akdeniz’e açılan kapısı Lazkiye limanı da bulunan Kuzey Suriye topraklarında, iç savaş çıkmadan önce Akdeniz üzerinden Avrupa ülkelerine tarım ihracatı yapılıyordu. Akdeniz ikliminin Kuzey Suriye’nin içlerine kadar engel görmeden sokulması bölgeyi her mevsim tarım yapılabilir konuma getiriyor. Fırat Nehri’nin ve Dicle’nin yeşillendirdiği bu topraklar, Suriye topraklarının %40’ını oluşturuyor. Yani neredeyse Hollanda’nın iki katı büyüklüğünde olan, tüm coğrafyaya ihracatın yapılabileceği, kaynağını Fırat’ın suyundan alan verimli topraklara bakıp, çölde bile yaptığı tarımla Türkiye’nin yaptığı tüm tarım ihracatını üçe dörde katlayan ülkeler ağızlarının suyunu nasıl akıtmasın?

Petrol yataklarına yakın, Akdeniz üzerinden her türlü maden ve tarım ihracatı olanağına sahip, tren hatlarıyla tüm coğrafyanın tarım piyasasına hakim olabilecek konumda bulunan ve bir de kurmak istedikleri o büyük devletlerinin sınırları içerisindeyken Kuzey Suriye, bölgeye çökmek için maşa olarak kullandıkları terör örgütlerine neden binlerce tır yardım yapmasınlar? Münbiç’te olduğu gibi, bölgenin en önemli madeni Fırat Nehri çevresine neden maşalarını yerleştirmeye çalışmasınlar?