Çocukların İnat Etmesinin Nedenleri

İçimizden birkaç cümle kuralım ve  “kimse beni anlamıyor, ben artık büyüdüm, ben yapabilirim bana karışmayın, ben artık özgürüm.” diyelim. Bu cümleler bizi hangi yıllarımıza, hangi dönemimize götürüyor?

Fiziksel bir atılım yaşıyoruz, çevremizde özendiğimiz büyüklerimize daha fazla benziyoruz gün geçtikçe. Boyumuz, kilomuz, sesimiz ve vücut yapılarımız istediğini yapabilen, istediği saatte eve gelebilen ve kimsenin karışmadığı, etrafımızda kendimize idol olarak seçtiğimiz abilerimize ablalarımıza benzemeye başlıyor. Artık onlar kadar özgür, onlar kadar istediğini yapabilen ve kimselerin karışmadığı biri olma yaşımızın geldiğini hissediyor ve bu his ile başlatıyoruz ev içerisinde ebeveynlerimize yönelik isyanımızı. ” Bana karışmayın, ben büyüdüm, ben özgürüm.”

Hoşgelmedin ergenlik…

Özgür olduğumuzu önce kendimize sonra ebeveynlerimize ispatlamaya çalışıyoruz. Artık bağımsız bireyleriz, çünkü çevremizdeki bağımsız bireyler kadar evrende yer kaplayabiliyoruz . Hepimiz hatırlıyoruz değil mi ? Peki ya hatırlamadığımız  özgürlük hareketlerimiz, kendimizi kendimize ispatlama çabalarımız yok mu?

Maziye yolculuğumuza devam edelim.

Çevremizden birşeyler duyuyoruz, etrafımızda kim varsa yüzünde bir yerler oynuyor ve karşılıklı garip garip sesler çıkartıyorlar. Hiç yerlerinde de durmuyorlar tavana kadar dikelip oradan oraya gidiyorlar. Biz ise bizi kucaklayıp bir yere taşıyan biri olmadığında oturuyoruz oturduğumuz yerde üstüne sıkıca bir şey ile sarmışlar küçük bedenimizi olduğumuz yerde bile kımıldayamıyoruz.  Peki bu insanlar nasıl yer değişiyor, nasıl ayakları üzerinde duruyor ve çıkardıkları bu sesler ile ne yapıyorlar?

Büyüyelim biraz.

Paytak adımlarımızı attık ve iki üç kelimelik cümleler kuruyoruz. Herşey çok hızlı gelişiyor ve oturup seyrettiğimiz o büyüklerin ev içinde yaptığı herşeyi yapabilir hale geliyoruz. Evde koşturabiliyoruz, ‘anne bu ne?” diyebiliyoruz ”baba bana bundan al” diyebiliyoruz bizde büyükler gibi garip sesler çıkartıp konuşabiliyoruz.Mükemmel işler başarıyoruz artık anneye bağımlı olmadan evde yürüyor, kendi elimizle birşeyler yiyor, merak ettiğimiz çekmeceleri karıştırabiliyoruz. Yoksa artık büyüdük mü?

Peki büyüdüğümüzü nasıl ispatlayacaz? Önce kendimize mi yoksa ebeveynlerimize mi ispatayacaz?

İçimizde tek başımıza birşeyler yaptığımızda haz veren birşeyler var. Yoksa bu özgürlük içgüdüsü mü?

Karşımızda keşfedilecek bir dünya duruyor ve istediğimiz şeyi alıp kurcalayabiliyoruz, karşı konulamaz merak duygumuzu annemiz neden engelliyor anlayamıyoruz. Halbuki istediğimiz şeyler anında oluyordu, ağladığımız an annemiz yemeğimizi veriyordu, biz böyle alışmamıştık. Bu işte bir terslik var.

Ebeveynimiz ”ne desek tersini yapıyorsun, istemediğimiz şeyleri yapmaktan haz mı alıyorsun?” diye bağırırken, ”annemiz gibi babamız gibi yürüyebiliyoruz, abimiz ablamız gibi isteğimiz birşeyleri ev içinde yapabiliyoruz onlara kimse karışmıyor da bana neden karışıyorlar, hem ben de büyümedim mi artık?” diyoruz içimizden.

Hatırlıyoruz değil mi bu yaşadıklarımızı?

Hatırlayan var mı?

Peki şuan ”inatçı” çocukları anlayabiliyor muyuz?

İnat nedenleri neler, bizimki inatçı çocuk, ya da çocuğum çok inat diyorsanız bu yazıda sebeplerine yönelik bir bakış açısı kazandık. Ancak inatçı çocuğa nasıl davranmalı, inat nasıl engellenir, inatçı erkek ve inatçı kız çocuklara nasıl yaklaşmalı gibi sorular aklınızda varsa inatçı çocuğa nasıl davranmalı yazıma göz atmanızı tavsiye ederim.