Evreni Bükmek

Hayatında olumsuz bir şeylerin gittiğini ama neyin bu olumsuzluğa yol açtığını anlamlandıramayan insanlar kitaplarda bulur kendini. Kitabın kapağında, arka kapağında, ilk sayfasında, son sayfasında, giriş cümlesinde, gelişmede ve sonuçta aynı cümle vardır; evrene olumlu mesaj gönderin.

Evrene olumsuz mesaj gönderin, nasıl olsa olumlu da olumsuz da uzayda bir yerlerde biriken ses dalgalarına dönüşecek.

Ne farkı var.

Evren bizden olumlu mesaj almadan önce zaten öncesinde neler yaptığımıza bakacak. İstediğimiz şey için ne kadar caba göstermişiz, ne kadar kendimizden ödün vermişiz bunları tartacak ve bize cevap verecek. Aslında evrene olumlu mesaj göndermek, yapmamız gerekenleri, üzerimize düşenleri yapıp sonucunu beklemekten farklı bir şey değil. Üzerimize düşenleri yapmadan istediğimiz kadar olumlu mesajı istediğimiz evrene gönderelim. Ne çare..

Evrene olumlu mesaj gönderen birçok anne çocuklarını okunmuş suyla, okunmuş kalemle sınavlara gönderdi de evren olumlu döndü mü? Okunmuş kalemle sınava giden çocuk, annesi kadar sınav stresi çekip, yapması gerektiğine inandığı şeyleri yapsaydı evren de olumlu dönmez miydi ona?

Tanrı ile evreni bir tutuyorsunlar duyuyorum. Bir anne sınavda faydası dokunması amacıyla suya inandığı şeyleri okuyarak olmasını istediği mesajları yüklemiyor mu?

Suya yüklenen bu mesajlarda evrene olumlu göndermeler yok mu?

Propagandaya inanmadan önce insanlar karşıdaki kişinin statüsüne, mesleğine, giyimine kuşamına bakarlar. Üzerinde önlük, gözlerinde gözlük, ellerinde yapılan deneylerin istatistiksel sonuçları olan birkaç araştırmacının laboratuvarda söylediği bir şeylere inanmama ihtimaliniz var mı?

Kuantum fizikçileri yaptıkları bir deneyde, deneklere bir çift kulaklık veriyorlar. Verilen kulaklıklarda aynı zamanda ses kayıt cihazları da bulunuyor. Araştırmacılar deneklere, sağ kulaklığın sol kulaklıktan daha fazla tık sesi çıkardığını söylüyorlar. Denekler kulaklığı takıp dinlediklerinde gerçekten de sağ kulaklığın daha fazla tık sesi çıkardığı söylüyorlar. Lakin deneklerin sağ kulaklığın daha fazla tık sesi duyması ilginç olsa da asıl mesele bu değil.

Başka bir deneyde araştırmacılar deneklere bilgisayar ekranında rastgele 0 ve 1 sayılarının göründüğünü ve 1 sayısının ekranda daha fazla göründüğünü söylüyorlar. Deneklere ekran takip ettiriliyor ve hangi sayının daha fazla göründüğünü sorduklarında denekler 1 sayısının daha fazla göründüğünü ifade ediyorlar.

İki deneyi de birleştirdiğimizde ortaya evrene olumlu mesaj gönderme çıkmıyor. Zaten buraya çıkmasını ben de istemezdim çünkü evrene olumlu mesaj göndermenin pek birşeye yarayacağına hiçbir zaman inanmadım.
İnanmadım.

Ve evren bana pek olumlu da dönmedi. Neyse ben değil asıl mesele.
İki deneyde de üzerinde önlük, gözlerinde gözlük, ellerinde istatistiksel sonuçlar olan araştırmacılar yani gayet inanılası insanlar denekleri kandırdı. Verilen kulaklıklar eşit sayıda tık sesi çıkarmasına rağmen sağ kulaklığın daha fazla tık sesi çıkardığı söylendi deneklere. Denekler sağ kulaklığın daha fazla tık sesi çıkardığına inandı. Araştırmacılar kulaklıktaki ses kayıt cihazlarından gelen tık seslerini kıyasladıklarında gerçekten de sağ kulaklık daha fazla tık sesi çıkartıyordu. Denekler inanmıştı ve araştırmacılar onları inandırmıştı.

Ekranda 1 sayısının 0 sayısına kıyasla daha fazla göründüğünü söyleyen araştırmacılar denekleri inandırmıştı lakin aslında öyle bir algoritma yoktu 1 sayısı daha fazla görünecek tarzında bir programlama yapılmamıştı bilgisayara.
Denekler inanmıştı.

Evren deneklerin inancına boyun bükmüştü.
Evrene olumlu mesaj gönderip, evrenden gelecek yanıtları beklemek, evrenin nazını çekmek yerine, evrene boyun büktürmeyi başarabildiğimizde, o bize olumlu mesaj gönderip bizden olumlu yanıt bekler hale gelecektir.
Bill Gates, Windows 98 işletim sistemini canlı yayında tanıttığı sırada Windows çöküyor. Bill inancını yitirmiyor ve bugün Microsoft’ta çalışma hayaliyle binlerce genç mühendis evrene olumlu mesaj gönderiyor.