Çocuklarda Çalma ve İzinsiz Ödünç Alma

Çocuklarda doğuştan gelen mülkiyet ya da kişisel hak kavramı yoktur. Çocuk hoşuna giden ya da ihtiyaç duyduğu eşyayı düşünmeden alıp kullanır hatta kendine mal eder. Çocuğa hırsız diyemeyiz, çocuklarda hırsızlık diye bir kavram üretemeyiz yani bir çocuk hırsız olamaz. Yaptığı davranışa izinsiz ödünç alma diyebiliriz. Ya da izinsiz ödün çalma…

Doğuştan gelen mülkiyet kavramı olmadığından çocuklara ebeveynlerinin mülkiyet ve kişilik hakları konusunda doğru ve yanlış olanları öğretebilmeleri, bazı kavramları çocuklarına aşılayabilmeleri gerekir. Ev içerisinde annesinin telefonunu alıp oynayan çocuğa “bir daha telefonumu almak istersen bana bunu söyleyip izin istemelisin” şeklinde davranışlarla çocukta yavaş yavaş benim eşyam, onun eşyası kavramı oluşturulabilir.

Çocukların çalma nedenlerine baktığımızda, temelde anne ve babanın ilgisini çekmek, maddi yetersizlikler sebebiyle istediği bir eşyayı edinememesi ve çalarak elde etmek,çaldıklarını arkadaşlarına dağıtarak sosyal alanda kabul edilmek ve ebeveynlerden alamadığı sevginin intikamını almak gibi sebepler görürüz.

İlkokuldayken sınıfta pek sevilmeyen bir arkadaşımızın, annesinin biriktirdiği çeyrek altınları çalarak sınıftakileri internet kafeye götürdüğünü hatırlıyorum. Yıllar sonra bu arkadaşın, aslında arkadaş aradığını, arkadaş edinmek için annesinden çaldıklarıyla çevresine cömertlikler yaptığını anlıyorum.

Çocuklar bazen de hoşuna giden nesnelere öylesine sahip olmak ister ki bu isteklerini bastıramayarak o nesneye sahip olurlar ve hemen oradan uzaklaşırlar. Hocamız sınıfta “hatırladığınız ilk hırsızlık olaylarınız nelerdi” dediğinde sınıfın yarısından çoğu çocukken ya sakız çaldığını ya toka çaldığını, ya da taso çaldığını anlattı. Hem de öyle profesyonel çalma hikayeleri çıkıyordu ki banka soyar gibi planlar yapanlar bile vardı. Sınıf arkadaşlarımın ilk hırsızlık anılarını duyduktan sonra “neyse ki tek taso çalan ben değilmişim” demiştim. 90 kuşağı çocuklarının en eğlenceli oyunu pokemonların resimlerinin olduğu tasolardı. Çizgi filmin baş rolü Pikachu’nun olduğu taso görülünce o sahip olma isteği bastırılamıyordu. Pikachu’yu al ve ve toz ol.

Maddi yetersizliklerden kaynaklı hırsızlıklar genelde sosyo-ekonomik düzey farklılıkları çok olan yerleşkelerde ya da sınıflarda oluyor. Çocuk çok sevdiği ve her gün babasından istediği bir oyuncağı bir arkadaşında gördüğünde ona sahip olma istediği çocuğu hırsızlığa yönlendiriyor. İlkokullarda bu genelde süslü silgiyi çalma, oyuncaklı kalem açacağını çalma şeklinde cereyan ediyor. Burada unutulmaması gereken, çocuk hırsızlığı yaparken karşıdakine zarar verme ya da tamamen kişisel çıkar sağlama amacı gütmüyor sadece bastıramadığı bir sahip olma arzusuna yenik düşüyor. İlerleyen yaşlarda mülkiyet kavramını öğrendikçe bu davranışları kendiliğinden yok olacaktır zaten.

Ergenlik dönemine gelindiğinde hırsızlık davranışı riskli olmaya başlar. Buradaki hırsızlıklar artık patolojik hırsızlıklardır. İlkokul yada okul öncesi çocuğun masum davranışları gitmiş yerine karşıdakine zarar verme güdüsü gelmiştir. Ergen bireyler, tehlike ve korkuyu yenmek, çevresini atlatarak onlardan üstün olduğunu göstermek ve heyecan verici deneyimler yaşama peşinde hırsızlığa başvurur. Ergenlik ve gençlik dönemlerinde, heyecan verici deneyimler yaşamak doğal ruhsal bir ihtiyaçtır ancak bu ihtiyaçların sağlıklı yöntemlerle karşılanamaması ergen bireyleri sağlıklı olmayan yollardan ihtiyaçlarını gidermeye iter.

Kleptomani nedir?

Kleptomani, kişinin ihtiyacı olmadığı, kullanmayacağı ya da satarak maddi gelir elde etmeyeceği durumlarda bile çalma dürtüsüne mani olamamasıdır. Kleptomanlar genelde çaldıkları nesneyi alabilecek maddi güce de sahiptirler ancak çalma davranışlarını engelleyemezler.

Kleptomani nedenleri arasında çocukluk döneminde, özellikle 6 yaşına kadar olan, bireyin cinsel rolleri edindiği dönemde yaşanan sorunların sebep olduğu düşünülür. Çünkü kleptomanlarda genelde cinsel sorunlarda vardır. Mağazalarda etkileyici bir parfüm ya da cinsel anlam ifade eden herhangi bir nesne kolayca cebe ya da çantaya atılır ve bunun için plan yapılmaz. Olay o an bastırılamayan çalma dürtüsüyle gerçekleşir.

Cinsel rollerin edinildiği çocukluk döneminde çocuğun benliğine, öz saygısına yapılan saldırılar kleptomaniye sebep olabileceği için bu yaşlarda çocukları aşağılayacak, benliklerini zedeleyecek hakaretlerden ve davranışlardan uzak durulmalıdır. Kleptomani çocuğa nasıl davranmalı diye soran ebeveynlere verilecek yanıt, onların öz güvenlerini ve öz saygılarını yıkıcı hakaretlerde asla bulunmamaları olacaktır. Çünkü bu ilaç değil zehir etkisi gösterecektir.

Ebeveynler, hırsızlık yapan çocuğa nasıl davranılmalı sorusuyla boğuşmamak için öncelikle onlara mülkiyet kavramını öğretmelidirler. Mülkiyet kavramı, çocuğa bir şeyleri anlatmak yerine ona örnek olarak öğretilmelidir. Ev içerisinde birbirlerinin eşyalarını kullanacağı zaman ebeveynler birbirlerinden izin alarak çocuğa örnek olmalıdır. Çocukların ev içerisinde çaldığı nesneler dışarıya çıkmıyorsa endişe edilmemeli ancak çalınan nesnelerin maddi değerleri gittikçe yükseliyorsa risk faktörü oluşmuş demektir ve konuyla alakalı bir uzmana başvurulması vakti gelmiş demektir.